ana_sayfa
FAALİYETLER
Yazılı Soru Önergeleri
Genel Kurul Soruları
Kanun Teklifleri
Sözlü Soru Önergeleri
Makalelerim
Genel Kurul Konuşmaları
Yazılı S.Ö.(Cevaplanan)
Meclis Araştırma Önergeleri
Genel Kurul Konumalar > 5 Ocak Adana ilinin düşman işgalinden kurtuluşunun 87'nci yıl dönümü ve İsrail'in Gazze'de yarattığı insanlık dramı münasebetiyle gündem dışı konuşması
06.01.2009

5 Ocak Adana ilinin düşman işgalinden kurtuluşunun 87'nci yıl dönümü ve İsrail'in Gazze'de yarattığı insanlık dramı münasebetiyle gündem dışı konuşması

YILMAZ TANKUT (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Konuşmama geçmeden önce, ikinci haftasına girilen İsrail vahşet ve katliamını büyük bir nefretle kınadığımı huzurlarınızda ifade etmek istiyorum. Çoluk çocuk demeden, fırsat bulduğu her zemin ve zamanda Müslümanlara karşı acımasızca saldıran ve katliam yapan İsrail'i ve onun bu zulmüne sessiz kalan sözde uygar Batı devletlerini şiddetle protesto ederek bu katliamları yapanları lanetliyorum ve aynı coğrafyayı paylaşan, her türlü yaptırım gücüne sahip olan diğer İslam ülkelerini de akan bu Müslüman kanlarını durdurmak için göreve davet ediyorum.

Yine, ülkemizi bugün yöneten, başta Sayın Başbakan olmak üzere Sayın Cumhurbaşkanı ve diğer yetkilileri de 2002 yılında İsrail'in benzer saldırıları karşısında söylemiş oldukları ve o günün hükûmetine tavsiye ettikleri önlemleri almaya davet ediyor ve Gazze'de akan bu kanın bir an önce durması için Allah'a dua ediyor, orada şehit olan din kardeşlerimize rahmet, Filistin ve Gazze halkına sabır ve kuvvet diliyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; dün 5 Ocak 2009 tarihi itibarıyla güzel Adana'mızın sömürgeci işgal güçlerini mağlup ederek kazandığı istiklal zaferinin 87'nci yıl dönümünü Adanalı hemşehri ve kardeşlerimizle hep birlikte kutladık. Bugün de 6 Ocak 2009 tarihi itibarıyla Ceyhan ilçemizin istiklalini kazanarak işgal güçlerini kovuşunun 87'nci yıl dönümünü kutlamaktayız. Buradan bir kez daha Adanalı ve Ceyhanlı vatandaşlarımızın bu bayramlarını en içten duygularımla kutluyorum. Başta Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere, bu vatan için can vermiş, kan vermiş, ebediyete intikal etmiş kadın-erkek bütün kahramanlarımızı rahmet ve minnetle anıyorum.

Sayın milletvekilleri, seksen yedi yıl önce Adana'da yazılan destanın tarihî sürecini kısaca hatırlayacak olur isek, Adanalılar İstanbul Hükûmetinin 23 Kasım 1918 tarihli Adana ve dolaylarının boşaltılmasını zorunlu kılan kararını büyük bir tepkiyle karşılamışlardır. Durumu protesto eden, böyle bir hareketin yaratacağı vahim hadiseleri vurgulayan bir telgraf dönemin İçişleri Bakanına gönderilmiştir. Kısa bir süre sonra işgal kuvvetleri Mersin Limanı'ndan Çukurova'ya girmiş ve tüm kilit noktaları kontrol altına almış ve sonra da Adana'yı işgal etmiştir. Bu işgal sırasında Türklere ait bütün sembol, arma, işaret ve levhalar yok edilmiş ve sistemli bir şekilde Türk halkının sindirilmesi ve yok edilmesi yoluna gidilmiştir. Fransız işgal kuvvetleri tarafından yine çok planlı ve katı bir şekilde uygulanan bir diğer işlem de Adana, Çukurova ve civarı bölgelere Ermenilerin yerleştirilmesi şeklinde olmuştur.

1918'de Adana ve Çukurova'yı işgal eden Fransızlar kendi birlikleri içerisinde özellikle Ermeni askerleri getirdikleri gibi, Suriye'den 70 bin Ermeni'yi Adana'ya, 12 binini Dörtyol'a, 8 binini Saimbeyli'ye yerleştirmişlerdir. 1918-1919 yıllarında Adana'da tam bir terör ve cinayet dönemi yaşanmıştır. Türklerin her türlü işkence ve baskıya maruz kalışı, kırbaçlanarak öldürülüşü gibi olaylar toplum şuurundan hâlen silinmemiştir. Yerel milis kuvvetler ve halkımızın ortak mücadelesi sonucu 1920'nin başlarından itibaren düşman çekilme sürecine girmiştir. 28 Mayıs 1920'de verilen mücadele sonucunda Fransızlar Mersin-Adana hattına çekilmişler, bu sayede kuzey Çukurova tamamen kurtarılmıştır. Ancak, düzlük, ovalık bölgelerde Ermeniler zulüm ve şiddeti artırmışlar ve sayısız cinayetler işlemişlerdir. 10 Temmuz 1920'de Ermeniler tarafından Türklere karşı büyük bir şiddet ve soykırım harekâtına girişilmiş ve bu harekât sonucu 10 binlerce Türk çoluk çocuğuyla Toroslara doğru kaçmıştır. Dört gün süren bu harekât tarihte "kaç kaç" olayı olarak yer almıştır.

Neticede, büyük kayıplar vermemize rağmen, düşman mağlup edilmiş ve Fransız işgal kuvvetleri 5 Ocak 1922'de Çukurova'dan tamamen çekilmişlerdir.

İşte, böylesi bir destanı kanlarıyla, canlarıyla tarihe altın harflerle yazan Adana, bugün minicik yüreklerde okunmaya devam eden Bayrak şiirinin unutulmaz yazarı merhum Arif Nihat Asya'ya da ilham kaynağı olmuştur. 5 Ocak 1975'te hayata veda eden merhum, bugün her Türk'ün gölgesine sığındığı bayrağımıza olan aşkını Adana'nın 5 Ocak zafer bayramında yaşadığı heyecan ile bizlere armağan etmiştir. Millî şairimizi buradan bir kez daha rahmetle anıyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tarihe sığmayan Adana'nın dramını ve kutsal mücadelesini birkaç cümleyle özetlemeye çalıştım. Adana'mız yaşadığı karanlık günleri seksen yedi yıl önce yaktığı meşaleyle geride bırakmıştır. Ancak bugün aynı Adana, farklı şekillerde bir sıkıntının ve buhranın içindedir. Adana'da fabrikalar teker teker kapanmaktadır ve Adana en çok işsizi olan bir ilimizdir.

Bereketli topraklarıyla Türkiye'yi doyuran Adana'da tarım can çekişmekte, üreticilerimiz ise âdeta yok edilmektedir. Adana, haksız teşvik uygulamalarına kurban edilmiştir. Yani toprağından bolluk ve bereket fışkıran güneyin incisi olan Adana, dünü bugün maalesef mumla aramaktadır. Türkiye'nin her yerinde olduğu gibi Adana'da da çiftçilerimiz, işçilerimiz, esnaf, sanatkâr ve sanayicilerimiz sabırla Hükûmetin bu gerçekleri görmesini beklemektedirler.

Bu gerçekleri ifade ettikten sonra, yeniden bütün Adanalı hemşehrilerimin bayramını en içten duygularımla kutluyor, bu vatanı bizlere emanet eden başta Büyük Önder Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere ebediyete intikal etmiş şehitlerimizin, gazilerimizin manevi huzurlarında saygıyla eğiliyor, ruhları şad olsun diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.


,